Tuesday, May 12, 2009

Eski asklarim..


    Bugunlerde aslinda pek cok sey dusunuyorum...Genelde hayat hakkinda. Hayatim ve gelecek hakkinda.Aslinda cok da dusunmeye gerek yok, nasilsa daha dusun sonuna gelmeden gercegi gelmis oluyor. Bugun de metro da taaa ortaokulda arkadasimin aski olmasina ragmen cok deli asik oldugum ve sonra Tanriyla ilk defa kumar oynamama sebep olan kisilige cok benzeyen bir cocuk gordum. Gecenin bir vakti olmasina ragmen, sanki oglen 12ymiscesine kalabalik olan vagonda tam hos, bizim yaslarimizda, telefonuyla oyniyan bir kiz ve yasli bir adam arasinda oturuyordu. Saclari 15 yasindaki askimin saclari gibi saridan kullu sariya caliyordu. Metroya girip tam karsisindaki kapilara yaslandigim anda ayni anda fark ettik birbirimizi. Bu gun kisa bir short ve altina giydigim siyah kilotlu coraplar, siyah beyaz cizgili ayakkabilarimi on plana cikariyordu. Herkes onun gibi ayakkabilarimdan basliyarak saclarima kadar beni suzmekteydi. Butun gun bu durumdan cok memnun olmama ragmen gecenin bu vaktinde bacaklarimdan beni suzmeye baslayan erkeklerle goz goze gelmekten pek keyif almiyordum. Nitekim onunla da goz goze gelmedik. Bakistik bir sure, bakismadan. Sonra kendisi yandaki kizin cep telefonunda oynadigi oyunu izlemeye daldi. Ben de suratindaki kivrimlari seyredebilecek zaman buldum. Aslinda hos buldugum bir surat degildi karsimdaki ama cekici buldugum insanlarin karisimlarini gormeye basladim dikkatlice baktikca. Burnundan asagisi hafifce solist Teoman'i hatirlatiyordu. Biraz daha yakisiklicaydi ondan. Ama bakislari aynen benim askimin ki gibiydi. Mavi ve sert bakislari vardi...Uzunca baktim suratina. Hani, belki olur ya, birinin sana baktigini hissedersiniz de donersiniz. Dedim belki hisseder bakislarimi, doner bakar, goz goze geliriz. Belki tanidik gelir bakislari, belki kanimiz cekilir, belki...kim bilir. Donup bakmadi bana. Hic merak etmedi demek ki. Demek ki ben ona kimseyi hatirlatmadim. Demek ki bakislarim o kadar korkak. O kadar sonuk. Sonra o surat aldi beni 8 sene oncesine goturdu. Waaay be! o kadar zaman gecmis mi ilk askimin ustunden. Aslinda askim dedigine bakmayin, hicbiri benim olmadi benim asklarimin. Ne de ben herhangi bir aska ait oldum. Evet bunun icin pismanim belki ama yapabiliegim birsey yoktu. Hayatimda en cok deger verdigim, yada deger verdigimi sandigim seylerden biriydi "Ask". Onu sattim tam 8 sene oncesinde, yerine bir "hayat" aldim. Hayir kendi hayatimi degil, dunyada en cok sevdigim insanlardan bir tanesininkini. Iste o yuzden hic aska ait olamadim. Hic hissetmedim baska birinin sevgisini. Baska duygular yasadim ama. Her askimi baska bir sevgiyle sevdim, hicbiri sonunda benim olmadilarsa da. Ask giderken yanimda sevgiyi birakmisti. Bende hayatimda 2 kisiyi cok sevdim onunla. Ikisi de cok yogundu, cok guzeldi, cok uzucuydu sonunda. Ama hepsi birbirinden farkliydi. Hic kimseyi ayni sevgiyle sevmedim. Hic kimsede ayni duygulari hissetmedim. 
   Sonra gecenlerde bir ara bizim kumarimiz bozuldu Tanriyla. Yada o birakti, aski bana geri vermek istedi. Ask kapimi calabilir gibi oldu, yada ben oyle hissettim. Nedense inanmak istemedim, gercek gelmedi. Ben bir anlasma yapmistim, bunun sonuclari olmaliydi, oyle birden bozulmus olmasi beni korkuttu. Ve ben kapiyi acmadim.. Oturdum kapinin arkasinda, ask burda olsa neler yapicagimizi dusledim. O kapinin arkasinda durmadi tabii, tahmin ettigim gibi kisa bir sureligine gelmisti, ben kapinin arkasinda dusler kurarken o gitti baskasini buldu. Sonra ben kapiyi araladim kendisine bakmak icin. Baktim hala orda. Ama ben hala onu iceriye almaya korkuyorum. ve kapiyi tam acmaya karar verdigimde biliyorum o coktan cekip gitmis olucak, getirdigi cicekleri de yanina alarak. 
    Ve benim duragim geldi, son bir kez baktim. Hala kizin oyununu izliyordu...

No comments:

Post a Comment