Wednesday, February 17, 2010

Emre'ye




Bazi aksamlar aklima geliyorsun bazen...
Oyle bazi dememe aldanma,
"Onu da sevmistim ben!" diyince, cikiveriyorsun karsima.
Aslinda hayatimin cok kucuk bir kisminin
En dokunulmamis hayallere degip
kisacik bir zaman diliminde
hayatimdan gecmis olsan da,
Bos sayfalaraya siyah kalemle cizilen
her "Goz" seni hatirlatmaya yetiyor bazen.
Nerede acaba? diyorum kendime,
Kaybolan dostluklarin ardindaki
aralik kapidan uzun uzun maziyi suzuyorum bazen.
Bulunabilseydi yitik arkadaslar,
Konusulabilseydi kayip yillar...
Getirebilir miydi bana kaybolmus hayallerimi
O kucuk fisiltilar?

Wednesday, February 3, 2010

Sneak peak to new work!

Yeni bir muzik vidyosu icin calismalara basladim! Benim You Are Not My Enemy i gorup begenen bir adam o tarzda bir seyler yapmami istedi. Eger konsantre olabilirsem guzel olucakmis gibi bir his var icimde :)



MRA-Africa icin Bagista Bulunun!

MRA - The Goat Project from Nurbanu Asena on Vimeo.


Bu animasyonu yapali bir kac ay oldu! Ama simdi yine MRA-Africa icin bir cekilis duzenliyoruz! $25 aldiginiz biletlerle 3 buyuk hediye kazanabiliyorsunuz! Ayrica gustorganics de 10 Subat gunu cekilis kokteyli var! Benim Ispanyolca dersim oldugundan muhtemelen katilamayacagim ama siz kesin gidin!!!

Tuesday, February 2, 2010

Ezel..




Aslinda biliyorsunuz (pardon kimse okumuyordu dimi! hehe!) ben genel olarak blogumu bir tur deneme yazilari dolabi olarak kullanmaktan ziyade aklima gelen herseyi yazip, sirin resimler yuklemek icin kullaniyorum ama bugun icimden geldi, "Ezel" dizisi hakkinda yazmaya karar verdim!

Turkiye'den New York'a tasindigimdan beri dizi izledigim yoktu. Hem televizyonum olmadigindan, hem de bir diziye baslarsam birakamam diye dusundugumden arkadaslarimin yaptigi gibi internetten dizi takip etme aliskanligi kazanmamistim. Ta ki, bu kiz Turkiye'ye donup Ezel dizisinin cok meshur oldugunu ve en yakin arkadasim Nilufer'in Cansu Dere'ye benzetildigini duyana kadar. Ilk youtube'da Ezel diye aramam sirf Nilufer'in hakikaten Cansu Dere'ye benzeyip benzemedigini gormek icindi. Biraz izleyince baktim, (yok hikayenin sonu hic tahmin ettiginiz gibi bitmiycek :)) seneryoda is yok, oyuncular "eh!", Kenan Imirzalioglu'na da muthis bir hayranligim yok, yani diziyi izlemeye baslamak icin hic bir nedenim yoktu. Ama galiba artik bir diziye baslama zamani gelmisti, cok fazla da takilip zaman kaybetmiyecegim bir seye baslamak istedigimden aksamlari eve gelince 1 bolum yemek esnasinda izliyordum. Ben izlemeyeli diziler de degismis yahu! Ya da ben bu Amerika'daki dizilere fazla kaptirmisim galiba. Bir bucuk saatlik dizi mi olurmus canim! Nasil bir zaman kaybidir! Bu dizilere de bir kere basladin mi birakman mumkun degil, izledikce izliyorum. Neyse ki "Yilan Hikayesi"ndeki gibi takintim olmadi, yada Buffy'deki halim neydi oyle! Vampir donemimi atlattigim icin de cok mutluyum. "Twilight" serisinin de cok sarmamasi iyi oldu! (Gerci kitaplar guzelmis ama ben okumadim!)

Sarapci.com'da okudum ama "Sopranos" cok supermis! Bunu bitirebilirsem, internetten o seriye basliycam! Hic degilse guzel seneryolu seyler izliyim degil mi?!